İçeriğe geç

İş Yaşamında Stres – İnayet Pehlivan (Kitap Özeti)

En büyük stresi, içine düştüğümüz durumu kontrol etmek, etkilemek ya da değiştirmek için kendimizi güçsüz hissettiğimizde ya da böyle olduğuna inandığımızda; yani kontrol altına almaya hazırlıklı olmadığımız, beklenmedik durumlarda duyarız.

Bir çok uzman, stresi bedenin her türlü stres yapıcı etkiye karşı gösterdiği tepki olarak tanımlar. Stresle ilgili yapılan ilk çalışmalarda stres, insan davranışının bir boyutu olarak ele alınmış ve temel olarak “distress – yıkıcı stres” ve “eustress – yapıcı stres” olarak ikiye ayrılmıştır.

Bireyin psikolojik varlığının, kendine olan güven ve saygısını tehdit eden bir uyarım, onda bir zorlanma başka bir deyişle stres yaratır. Stres, kaygı, huzursuzluk, gerilim gibi psikolojik veya alerji, çarpıntı, baş ağrısı gibi bedensel tepkilere yol açabilir. Bireyi tehdit eden uyarıcıya karşı gösterilen stres tepkisi psikolojik, fizyolojik veya biyokimyasal biçimlerde ya da bu tür tepkilerin bileşimi halinde ortaya çıkabilir.

Bireyin sağlık koşullarının iyi olması pek çok sorunu çözmesinde doğal bir güç sağlar. Sorunların üstesinden gelmede sağlık koşullarının elverişsizliği ise sorunu daha da çekilmez hale getirecektir. Kişinin sahip olduğu ekonomik güç, maddi talepler karşısında engellenmemesi açısından son derece önemlidir. Bugün pek çok kişinin, ekonomik koşulların ürettiği stres kaynakları ile ciddi sağlık sorunları yaşadığı açıktır.

Stres yaratan istemler ve bireysel kaynaklar kitapta şu şekilde özetlenmiştir:

Stres yaratan kaynaklar şunlardır; fiziksel sağlık, beceri ve deneyim, duygusal durum, kişilik, toplumsal destek, dinlenme ve gevşeme, olumlu ve gerçekçi tutum ve beklentiler. İstemler ise; yaşam talepleri (duygusal fiziksel, toplumsal, parasal), değişmelere uyum (iş, hastalık, işsizlik, evlilik), kendinden ve başkalarından gerçekçi olmayan ve olumsuz beklenti ve tutumlar olarak sıralanmıştır.

Stres tepkisinin özünde bireyin değişmelere uyum sağlama çabası vardır. Değişme ve bu değişmeye bağlı olarak gösterilmesi gereken uyum çabası ne kadar fazla ise bireyin bunu algılama ve yorumlama düzeyine göre ortaya çıkacak stres tepkisi de o oranda yüksek olacaktır.

İnsan yaşamında değişmeyen tek şeyin değişim olduğu söylense de bu değişimler ne derece hızlı ve büyükse, insanların uyum çabasının da o oranda hızlı ve kapsamlı olması gerekmektedir. Bu uyum süreci bazen insanların gücünü aşarak yoğun bir stres yaşamasına neden olmaktadır.

Değişmelere sağlıklı bir uyum çabası göstermek, değişmenin zararlı etkilerinin en aza indirilmesinde birinci adımdır. Değişime sürekli bir direnç gösterme, bireyin başa çıkma ve uyum kaynaklarını ortadan kaldırır. Ussal bir yaklaşımla değişmenin olumlu ve olumsuz etkilerinin ortaya konması ve sağlıklı stratejilerin geliştirilmesi gerekmektedir.

Çalışma hayatı insan hayatında oldukça önemli bir boyut olarak ortaya çıkmaktadır. İşgörenin örgütsel davranışı içinde uyum, oldukça önemli bir yer tutmaktadır. Uyum, örgüt ortamında, örgüt çalışmalarını sağlıklı bir şekilde yürütebilmesi için bireylerin verimli bir çalışma düzeniyle iş yerindeki mutluluğun korunması için gerekli ilişkiler sistemini zorunlu kılar. Birey açısından uyum, çalışma yaşamında doyum, huzur ve mutluluk sağlar, örgüt açısından ise, verimli bir çalışmanın temel gereklerinden birisidir.

Stresle başa çıkmanın bazı stratejileri kitapta şöyle ele alınmıştır; kişilik özelliklerinin değiştirilmesi (yaşamın kontrol altına alınması, mizah ve şakaya daha çok yönelme, kendini başkaları ile karşılaştırmak, stresin avantajlarının kullanılması, kaçınamadığınız stresle yaşamayı öğrenmek), bedensel hareket (yürüyüş, koşu, yüzme, bisiklete binme, aerobik, hafif top oyunları, tenis), solunum egzersizi (doğru ve derin nefes almanın doğrudan damarları genişletme ve kanın dolayısıyla oksijenin bedenin en uç noktalarına kadar ulaşmasını sağlama özelliği vardır, doğru ve derin olarak alınan nefes, bireyde başlayacak veya başlamış olan stres tepkisi zincirini kırmakta ve ters yöne çevirmektedir.

Bu kitap, tüm çalışanlarda stres konusunda duyarlılık geliştirmek, arabamıza ya da çiçeklerimize baktığımız kadar kendimize de bakmamız gerektiğini hatırlatmak, yaşamın kaçınılmaz parçası olan stresten korkmadan; çözebileceğimiz sorunların üzerine gitmek ancak kontrolümüz dışında ve değiştirmemiz olanaksız olan olayları da bedensel ve ruhsal sağlığımızı yitirmeden kabullenmek konusunda belli mesajlar vermektedir.

Etiketler: